Çoktan Seçmeli

Mercedes Benz’in sponsor olduğu defile, ağır bir rap/hip-hop müzikle izleyicileri yerinde zıplatıyordu.
Sona erdiğinde büyük bir alkış koptu ve tasarımcı selamını vermek üzere göründü, salonun enerjisinden hayli etkilenmişe benziyordu. Zeynep Tosun, moda haftasının üçüncü gününde, tasarımcılar arasında en çok tatmin olmuş isimlerden biriydi manen.

Moda sektörüne bir şekilde dahil olan herkes, defile çıkışında Zeynep Tosun’un İlkbahar-Yaz 2014 koleksiyonunu nasıl bulduğunu soruyordu birbirine. Karşılıklı cevaplar bekleniyordu merakla, ama kimsenin bir diğerinin cevabını duymadan konuşmaya da niyeti yoktu. İçerideki enerji ile dışarıda konuştuğum moda severlerin tepkileri birbirinden çok farklıydı. Belli ki soru işaretleri vardı. Tasarımcının önceki koleksiyonlarından çok farklı bir çizgi yakaladığından bahsediyordu bir grup. Tosun’un cici kızlarının birer yarı-kötü kıza dönüşmüş olması kimilerini şaşırtmıştı. Seçilen renkler, hedeflediği “şehirli” kadının, önümüzdeki sezon favorisi olacak yumuşak tonlardaydı. Bir süredir dünya sahnesinde görmeye alışkın olduğumuz kısa üstler, rahat kesimli parçalar, file detayı ve kapüşonlu montlar “cool” görünüyordu. Ama defile sonrası kulak misafiri olduğum endişelerin temelinde aynı soru yatıyordu: Son derece enerjik olan bu koleksiyon, New York, Londra, Paris ve Milano moda başkentlerindeki ustalardan yola çıkarak satış yapan o bilindik mağazaların askılarında görmeye alışık olduğumuz ve göreceğimiz parçaların iyi dikilmiş halleri olabilir miydi?

Defilenin ikinci yarısında tasarımcı, dişi kadınını hatırlatmak istercesine 20’lerin izlerini taşıyan, defileye hakim olan saten parçalarını paylaştı. Alexander Wang’den aşina olduğumuz spor görünümlü kadınların yerini, 20’lerin asilleri adeta ışınlanarak, keskin bir şekilde devraldı. Alberta Feretti’nin öğrencisi Marangoni mezunu Zeynep Tosun, ustasının ışıltısını önüne koyarak, moda meraklılarına İstanbul’dan Türk modası 101 dersini vermeye evrilerek ve farklı modları tek bir koleksiyona sığdırarak devam ediyor.